Devleri nasıl bilirsiniz? Kocamanlardır… Evet. Korkunçlardır…. Evet. Hep açlardır… Evet. Doymak için insanları hapır hupur yerler… Koca Sevimli Dev hariç!
Devleri nasıl bilirsiniz? Kocamanlardır… Evet. Korkunçlardır…. Evet. Hep açlardır… Evet. Doymak için insanları hapır hupur yerler… Evet ama bir tanesi için hayır. Koca Sevimli Dev, hem iyi yürekli, hem de insan yerine “iğrenç” de olsalar salatalıkla beslenen bir dev. Sophie’yi kaçırmasından öyle görünmese de Koca Sevimli Dev‘i okudukça ne kadar minnoş bir dev olduğunu anlıyor ve şaşırıyor insan!
Roald Dahl, aynı Dr. Seuss gibi benim için yeri ayrı olan yazarlardan. Koca Sevimli Dev‘i küçükken okumuştum. Konusunu hayal meyal hatırlasam da, ayrıntılar uçup gitmişti kafamdan. Yıllar sonra tekrar okuyunca yine yeni yeniden sevdim Roald Dahl’ı. Kendisi, Charlie ve Çikolata Fabrikası, Fantastik Mr. Fox ve Gremlinler gibi şahane hikayeleri kazandırmış bir insan dünyaya. Kitaplarından alınacak çok fazla ders de var: 1) Birisi sizden farklı diye ondan korkmanız gerekmez, 2) Birinin farklı görünmesi, onun kötü olduğu anlamına gelmez, 3) Bir grup insan/dev/vs. kötülük yapıyorsa, grubun içindeki herkes aynı düşüncededir ve aynı şekilde davranıyordur anlamına gelmez, 4) Bazı insanlar, kontrol edemedikleri, kötü durumlarda bulurlar kendilerini ve bundan kurtulmak için çabalarlar, 5) Çoğu kitabın söylediğinin aksine, bazen iyiler, bazen de kötüler kazanır bu hayatta…
Aslen 1982’lerde yazılan kitap, hem ırkçılık, hem de pedofilliği barındırdığı düşünülerek çok fazla eleştirilmiş de. Evet, ırkçılık var: mesela, farklı devler, farklı nedenlerle, farklı ülkelerden insanları yemeyi veya yememeyi tercih ediyor. Ancak sırf kocaman bir dev (yani adam) kendini gördü diye bir kızı kaçırdı diye, hele ki ona dokunmamış ve zarar vermemişken pedofilliğe yorulmasını insanların pis beyinlerine yoruyorum. Okurken bu konular üzerinde düşünmeyi ve sonunda kendi kararınızı vermeyi de size bırakıyorum…
Previous Post