Written by
Simay Yıldız
Karen Thompson Walker’ın sabahları, işe gitmeden önce yazdığı The Age of Miracles (Mucizeler Çağı), özellikle birbirine benzer kitapları okumaktan sıkılmış YA severlere çok iyi gelecek.
Günü, geceyi, 24 saatlik düzenimizi sorgulamadan, olduğu gibi kabul ediyor, hayatımızı milimi milimine buna göre ayarlıyoruz. Benim saatim, İ.E.T.T. saatine ayarlı mesela, yoksa işe hayatta zamanında yetişemem. The Age of Miracles‘da tüm bunlar altüst oluyor. Günler, geceler yavaş yavaş uzamaya başlıyor. California’da yaşayan 12 yaşındaki Juliet bir bakıyor ki güneşin batışıyla doğuşu arasında 20’den fazla saat geçtiği oluyor. Çoğunluk hayatını 24 saatlik düzene göre sürdürmeye devam ederken, bazı insanlar hayatlarını güneşin batışı ve doğuşuna göre şekillendirmeyi tercih ediyor. Günümüzde de olduğu gibi azınlık olanlar saldırıya uğruyor ve herkes onlardan nefret ediyoruz.
Biz, dünyanın değişişini Juliet’in gözünden seyrediyoruz. Dünya dönmeye devam ediyor ancak kuşlar, diğer hayvanlar, bitkiler ölmeye başlıyor; kimileri hiçbir şey olmamış gibi hayatlarını sürdürmeye çalışırken, kimileri dünyanın sonunun geldiğine inanıyor. Tüm bu karmaşıklık içinde Juliet çocukluktan genç kızlığa geçişin zorluklarıyla da boğuşuyor. Bu zorlukların abartı olmaması da çok sevimli geldi bana; Juliet’in problemleri her 12 yaşındaki kızın problemleri. Okuldaki popüler kızlardan olmadığından yalnızlıkla savaşıyor. Hoşlandığı çocuğun ilgisini kazanmaya çalışıyor. Ve annesiyle babasının problemlerini çözüşüne tanık oluyor.
Kitabın beni zorlayan tek yanı, Juliet’in yaşından çok daha büyük davrandığını hissetmemdi. O hatırlatmadığı zamanlarda hep 16 yaşındaymış gibi geldi bana. Gerçi etrafımda o yaşlarda kimse olmadığı için bugünkü çocuklar tam olarak nasıl davranıyor emin değilim; o nedenle bu konuda kesin bir şey söyleyemeyeceğim. Kitap Türkçe’ye çevirilmemiş gördüğüm kadarıyla ama umarım yakında bir yayınevi The Age of Miracles‘ı dilimize kazandırır.
]]>
Further Reading...
Book Review: City of Bones by Cassandra Clare
3 Şubat 2011Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın
28 Nisan 2014
Previous Post
Yazarların ev halleri...
Next Post
No Comments